Röportajlar
Yola Çıkmak: Ömer Çınğı
Kısaca kendinizden ve markanızdan bahseder misiniz?
Merhaba, ben Ömer Çınğı. Kurumsal firmalara yönelik motivasyon ve ekip çalışması odaklı etkinlikler düzenleyen Allnjoy Team Building’in kurucusuyum. Yaklaşık 15 yıldır kurumsal etkinlik ve organizasyon sektöründe aktif olarak çalışıyorum. Öğrencilik yıllarında tanışmış olduğum sektörde birçok farklı alanda görev aldım. Zamanla, ekip motivasyonunun ve birlikte çalışmanın gücünün şirket başarısındaki önemini anladıkça, bu alana yoğunlaşmaya karar verdim. Bu kararın sonucu olarak da Allnjoy Team Building 2014 yılında hayata geçti.

Allnjoy Team Building’i kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu yola çıkarken sizi motive eden şey neydi?
Aslında fikir, kurumsal hayatta çalışırken gözlemlediğim bir eksiklikten doğdu. Sektörde sadece motivasyon etkinlikleri alanında hizmet veren firma sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu 2014 yılında, bu da bu alanda bir girişim oluşturma konusunda motivasyon kaynağımız oldu.
Markanızın ismi “Allnjoy” özel bir anlam taşıyor mu?
“Allnjoy” aslında “all in joy” ifadesinden geliyor. Yani, “herkes keyif alsın, herkesin içinde olduğu bir neşe ortamı yaratalım” fikri. Amacımız; etkinliklerimize katılan herkesin yaşadığı deneyimden mutluluk duyması ve başarılı çıktılar elde etmesi. İsmimizle de bu pozitif enerjiyi yansıtmak istedik.
Bu sektöre girişinizde karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi ve nasıl üstesinden geldiniz?
Karşılaştığımız en büyük zorluk Allnjoy özelinde gerçekleştirilmiş bir referans etkinlik olmaması ve yeni bir firma olmamızdı. Her ne kadar etkinlik alanında tecrübeli bir şekilde sektöre girmiş olsak da, Firma olarak sektörde güven kazanmak, zamanla ve etkinliklerdeki memnuniyetle oluşuyor. İlk günden itibaren odaklandığımız tek konu verdiğimiz hizmetlerde tam memnuniyet sağlamk oldu. Bu da zaman içerisinde zorlukları atlatmamızdaki en önemli kısım diyebilirim.
Allnjoy Team Building olarak sunduğunuz hizmetler ve etkinlik çeşitleri nelerdir?
Allnjoy Team Building olarak Takım Aktiviteleri, Atölye Çalışmaları, Sosyal Sorumluluk Etkinlikleri başta olmak üzere şu an için 100 civarında hazır konsept etkinlik hizmeti sunuyoruz. Bu hizmetlerin yanı sıra etkinlik konseptine, katılımcı profiline özel içeriklerde oluşturuyoruz. Her projemizi firmanın ihtiyaçlarına ve ekiplerin profil özelliklerine göre özelleştiriyoruz.

Kurumsal firmaların motivasyon etkinliklerine olan ilgisi son yıllarda nasıl değişti?
Son yıllarda kurumsal firmalar çalışan mutluluğu ve bağlılığı konusuna daha fazla önem veriyor. Özellikle pandemi ve sonrasında yaşanan iş-yaşam dengesi arayışları, uzaktan veya hibrit çalışma modelleri nedeniyle takım ruhunu korumak giderek zorlaştı. Bu da firmaların, çalışanlarını bir araya getirip etkileşimi artıracak etkinliklere ilgisini önemli ölçüde artırdı.
Bir etkinlik planlarken en çok nelere dikkat ediyorsunuz?
Öncelikle gerçekleşecek etkinlikle ilgili müşterimizden detaylı brief alarak etkinlik deneyimini firmaya ve katılımcıya özel bir şekilde kurguluyoruz. Kurgu sonrası etkinlikte kullanılacak ekipmanların kontrolü, varsa eksik malzemelerinin teminini sağlıyoruz. Sonrasında en önemli konu olan zaman ve ekip planlaması aşamalarına geçiyoruz. Etkinlik planlamasında tek bir eksiğin, etkinlik başarısına direkt etki ettiğinin farkındalığıyla tüm hazırlıklarımız tamamlandığında süreci baştan kontrol ediyoruz.
En unutulmaz etkinlik deneyimlerinizden birini bizimle paylaşır mısınız?
2023 yılında bir akaryakıt firması etkinliğinde “Mutluluk Pedalları” ismini verdiğimiz takımların demonte bisikletleri birleştirerek süslediği bir sosyal sorumluluk etkinliği yapmıştık. Etkinlik sonunda üretilen 30 bisiklet Hatay / Samandağ’a götürülerek depremzede 30 çocuğa hediye edilmişti. Depremden etkilenen çocuklara bu şekilde bir destek sağlamak bizim için unutulmaz bir deneyimdi.

Motivasyon etkinliklerinin ekip ruhuna ve iş yerindeki performansa katkıları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Motivasyon etkinlikleri, kurumsal şirket çalışanlarının günlük iş hayatında belirli roller ve sorumluluklar çerçevesinde hareket ettiği bir ortamdan çıkarak daha samimi ve doğal bir şekilde bir araya gelmelerine olanak tanıyor. Bu etkinlikler, bireyler arasındaki bariyerleri azaltarak ekip üyelerinin birbirlerini daha yakından tanımalarını ve ortak bir bağ kurmalarını sağlıyor.
Etkinlik sırasında oluşan bu samimi atmosfer, ekip içindeki güveni artırıyor ve kişilerin birbirleriyle daha açık ve etkili bir iletişim geliştirmesine yardımcı oluyor. Bu da, iş yerine geri döndüklerinde daha güçlü bir takım ruhu ve iş birliği kültürü ile çalışmaları için bir zemin hazırlıyor.
Pandemi sonrası dönemde motivasyon etkinliklerine olan yaklaşımda ne gibi değişiklikler oldu?
Pandemi dönemi, birçok çalışanı uzaktan çalışmaya yönlendirdi ve bu süreçte ekiplerin yüz yüze etkileşiminde belirgin bir azalma yaşandı. Fiziksel olarak bir arada olamamak, ekip ruhunun zayıflamasına ve çalışanlar arasında bağların kopmasına neden oldu. Bu durum, iş yerindeki iletişim ve iş birliğinde bazı zorluklar yaratırken, çalışanların motivasyonunu ve bağlılığını olumsuz etkiledi.
Pandemi sonrası dönemde ise bu eksikliklerin farkına varılması, motivasyon etkinliklerine olan yaklaşımı önemli ölçüde değiştirdi. Şirketler, çalışanlar arasındaki bağları yeniden güçlendirmek ve ekip ruhunu canlandırmak için daha fazla çaba göstermeye başladı. Bu dönemde özellikle etkileşimli motivasyon etkinlikleri, pandemi öncesine kıyasla çok daha fazla talep görmeye başladı.

İş hayatınızda öğrendiğiniz en değerli ders nedir?
En değerli dersim, insan ilişkilerinin her şeyin temelinde yer aldığı oldu. İyi bir iş çıkarmak için ekip içinde güven ve samimiyet inşa etmek, müşteriyi de bir iş ortağı gibi görmek gerekiyor. Empati kurmak, dinlemek ve sürekli öğrenmeye açık olmak hem kişisel hem de kurumsal başarının en önemli yapı taşı diyebilirim.
Beni davet ettiğiniz ve deneyimlerimi paylaşmama fırsat verdiğiniz için teşekkür ederim
Röportajlar
“Trendleri Değil, Tatları Yaratıyoruz” — Pin Drinks CEO’su Emre Sever ile Özel Röportaj
Yeni nesil markaların en büyük gücü; fark yaratmak kadar o farkın arkasında durabilmeleri. Pin Drinks, tam da bunu yapan markalardan biri. Kurulduğu günden bu yana sadece bir içecek markası değil, bir yaşam enerjisi tanımı haline gelen Pin Drinks, bugün genç jenerasyonun olduğu kadar yenilik peşindeki iş dünyasının da ilgisini çekiyor. Markanın CEO’su Emre Sever, cesaret, sezgi ve hikaye odaklı bir markanın nasıl küresel bir ruha dönüşebileceğini anlatıyor.
Pin Drinks aslında bir içecek markasından çok bir ruh halini temsil ediyor gibi. Sizce Pin’in ruhu ne? Bu marka hangi duygudan doğdu?
Bu duygu şekersiz , kalorisiz bir içecek vizyonunun , insan hayatında bir duruş , bir gündelik yaşam imgesi olma ihtiyacından doğdu.
Markalar da insanlar gibi evrim geçirir. Kurulduğu günden bugüne Pin Drinks sizce nasıl “büyüdü”? Hangi dönüm noktaları bu markayı bugünkü haline getirdi?
Bizi biz yapan olgu , insana dokunabilme çabası ve bir içecek tüketiminden çok onların hayatlarının her anında yanında olabilecek bir dost algısı. Bunu hissettirdiğimiz için markamızın büyüdüğünü düşünüyorum.
Markayı yöneten bir CEO olarak değil, bir yaratıcı olarak düşündüğünüzde, sizi en çok ne motive ediyor: keşfetmek mi, dönüştürmek mi, ilham vermek mi?
Gençlerle birlikte olup , “ yapılmayanı yap “ sloganının hakkını verme dürtüsü sanırım.
Yenilikçi bir marka yaratmak cesaret ister. Pin Drinks’in tarihinde “herkesin risk dediği ama sizin inandığınız” bir karar var mıydı?
Tabiki , çok fazla var ama sanırım en önemlisi , kimse 1 hafta sonra içeceği internetten sipariş vermez diye düşünenlere inat , ilk lansmanımızı oradan yapıp , ilk milyonumuzu da oradan satmak.

Günümüz tüketicisi artık markalarla duygusal bağ kurmak istiyor. Pin Drinks insanlara sadece “tat” olarak değil, “his” olarak ne vaat ediyor?
Evde , yolda , kaldıkları otelde , gittikleri benzinlikte , oturdukları cafede hep onlarla aynı düşünen bir marka olmayı vaat ediyoruz.
Bir markayı büyütmek kadar kimliğini korumak da zor. Pin Drinks büyürken “ruhunu kaybetmemek” için nelere dikkat ediyorsunuz?
Vaatlerimizi gerçekleştirmek ve tüketicilerimize ruhen dokunmayı bırakmamak bizim anayasamız. Ayrıca gençlerle olup onlara gerçekten değer veren bir marka olmak ta bizim için çok çok önemli.
Bazen büyük hikayeler değil de küçük detaylar markayı marka yapar. Pin Drinks’in bugünkü kimliğini şekillendiren, dışarıdan fark edilmeyen ama sizin için çok önemli olan o küçük şey ne?
Yapılmayanı yapacağımıza inanmak.sektöre farklı bir soluk getirme inancı.
Pin Drinks’i bugün geleceğin içecek markası olarak nasıl görüyorsunuz? Bundan 10 yıl sonra, sektör nasıl evrim geçirmiş olur; Pin bu evrimde nasıl konumlanmış olur?
Hep 10 yıl sonrasının vizyonunu bugünden yaşayarak 🙂
Röportajlar
Doç. Dr. Ata Can: “Robotik teknoloji, diz cerrahisinde kişiye özel bir dönemi başlattı.”
Diz eklemi, vücudun en hareketli ve aynı zamanda en karmaşık yapılarından biri olarak günlük yaşamda büyük önem taşıyor. Ancak yaşın ilerlemesiyle birlikte dizdeki kıkırdak yapılar zamanla yıpranabiliyor, aşınabiliyor ve bu durum ciddi eklem rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ata Can, robot destekli sistemlerle gerçekleştirilen bu modern cerrahi yöntemin hastalara sağladığı avantajlar hakkında bilgiler verdi.
“Robot destekli cerrahi, diz ekleminin anatomik yapısını üç boyutlu olarak analiz ediyor. Bu sayede protez yerleşimi hastanın kendi diz yapısına birebir uyumlu olacak şekilde planlanabiliyor. Hedefimiz, hastanın ameliyat sonrası doğal yürüyüş biçimine ve yaşam konforuna en kısa sürede kavuşmasını sağlamak.”
Cerrahide “kişiye özel” dönem başladı
Robotik sistem, ameliyat öncesi yapılan detaylı tomografi ve ölçümlerle hastaya özel bir yol haritası çıkarıyor. Bu plan doğrultusunda robot, cerrahın rehberliğinde kemiği en uygun açı ve derinlikte keserek protezi yerleştiriyor.
Doç. Dr. Ata Can, bu sürecin avantajlarını: “Her hastanın diz yapısı farklıdır. Robotik sistem sayesinde bu farklılıkları milimetrik olarak dikkate alabiliyoruz. Böylece hem protezin ömrü uzuyor hem de hasta daha kısa sürede ağrısız bir şekilde ayağa kalkabiliyor. Geleneksel yöntemlerde görülebilen yanlış açılı yerleşim gibi riskler ise en aza iniyor” şeklinde özetliyor.
Kısa sürede günlük hayata dönüş
Robotik diz protezi operasyonu geçiren hastaların büyük kısmının ameliyattan sonraki ilk 24 saat içinde yürümeye başladığını belirten Doç. Dr. Ata Can, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bu teknolojinin en önemli avantajlarından biri de iyileşme hızıdır. Doğru açılarla yerleştirilen protez, hastaya daha stabil bir diz yapısı kazandırır. Bu da hem ağrı şikayetlerinin azalmasını hem de fizik tedavi sürecinin daha verimli geçmesini sağlar.”
Geleceğin standart tekniği olacak
Robotik cerrahinin yalnızca ileri teknolojiye sahip merkezlerde uygulanabildiğini belirten Doç. Dr. Ata Can, yakın gelecekte bu yöntemin diz protezi ameliyatlarında altın standart haline geleceğini vurguluyor:
“Cerrahın tecrübesiyle robotun hassasiyetini bir araya getiren bu sistem, hasta memnuniyetini en üst seviyeye çıkarıyor. Bugün geldiğimiz noktada robotik diz protezi, sadece bir cerrahi yenilik değil; hastaların yaşam kalitesini yeniden tanımlayan bir devrimdir.
Röportajlar
Hermanas Hair & Makeup ile Gelin Makyajında Kusursuz Güzelliğin Sırrı
Hayatınızın en özel günlerinden birine hazırlanırken güzelliğinizin ışığının sönmemesi için bilinçli tercihler yapmak şart. O günü, zamanı durduran bir zarafet anına dönüştüren şey ise sanatla dokunulmuş bir his yaratmaktan geçiyor. İşte, bu ışıltılı dünyaya imzasını atmış bir marka: Hermanas Hair & Makeup.
Her gelini en iyi haliyle görmek için yola çıkan markanın kurucuları Pamuk Gürbüz Şengil, Çiğdem Gürbüz Gültekin, Filiz Gürbüz Karaman ve Deniz Gürbüz Akpolat kusursuz güzellik anlayışının ardındaki ustalığı, yaratıcı sürecini ve gelin adayı adaylarına verdiği tavsiyelerini paylaştılar…
“Her fırça darbesi, bir aşk hikayesinin kalbine dokunuyor”

Gelin makyajının lüks sadeliğini modern güzelliğin doğal ışıltısı ile buluşturan Hermanas’ın kurucularından Pamuk Gürbüz Şengil ve Çiğdem Gürbüz Gültekin her gelinin hikayesini kendi dokunuşları ile yeniden yazıyor.
Çünkü ona göre kusursuz güzellik filtrelerle değil, özgüvenle parlayan bir sadelikle başlıyor. “Bir gelin, kendini en güzel hissettiği anda zaten ışıltılıdır,” diyor Akpolat. “Bizim görevimiz o ışıltıyı yalnızca görünür kılmak.”
Estetik evrimden ilham alıyor: Hermanas Hair & Makeup

Deniz Akpolat, güzelliğin “standart kalıplar” ile sınırlandırılamayacağını söylüyor. Ona göre, gelin makyajı trendlerle birlikte evriliyor. Ama özünde, kadının kendi ışığını kavraması yatıyor. “Benim için her gelin, yüzüne yakışacak en güçlü versiyonudur. Trendler gelip geçer; ama kişiyi bilen, tenini, duruşunu ve stilini kavrayan bir makyaj her döneme dayanır.”
Marka, yalnızca gelin makyajı ve saçı hizmeti vermekle kalmıyor, gelin adaylarını birer yolculuğa çıkarıyor. Cildin optimize edilmesi, doğru ışıkta duruş, gelin konsepti ile uyumlu ton seçimi gibi öğeler, süreç boyunca ele alınıyor.
Markanın Instagram sayfasında “Hermanas Gelini” etiketi ile sıkça paylaşılan örneklerden izlemek mümkün. Hem modern hem romantik dokunuşlarla birleşen gelin makyajı ve saçlar gerçekten göz alıcı: https://www.instagram.com/hermanashairmakeup/
Gelin makyajında kusursuz makyajın 5 altın kuralı

Hermanas Hair & Makeup’ın uzun yıllara yayılan tecrübesi ile işte mükemmel gelin makyajı reçetesi…
- Makyaj öncesi hazırlık
Makyaja başlamadan önce amaç, cildin nefes almasını sağlamak ve cilt dokusunu dengelemektir. Bu aşamada hafif bir peeling ve doğru nemlendirme, makyajın alt yapısının anahtarıdır.
- Katmanlı hafif yapı
Ağır kapatıcılarla değil, şeffaf dokunuşlar ile kusur gizleme yaklaşımı benimsenmeli. Uygulama olarak; ince yapıdaki fondöten ve bölgesel kapatıcı ile en doğal sonuçlar elde edilebilir.
- Işık ve gölge dengelemesi
Bu aşamada amacımız, yüz hatlarını şekillendirmek ama “cakey” görünmemek olmalı. “Bunun için de soft bir kontür ve glow vurgular ile yüz okuması dengelenmeli” diyor Akpolat.
- Gelin makyajında göz makyajı
Gelin makyajında en önemli aşamalardan biri göz makyajıdır. Gelin konsepti ile bağlantılıdır; romantik, klasik, modern… Uygulama aşamasında mat tonlar, saten geçişler, ışık vurgusuna dikkat edilmeli ve simli yoğun efektten kaçınmalı.
- Kalıcılık ve dayanıklılık
Söz konusu gelin makyajı olduğunda düğün boyunca ter, ışık ve duygusal anların yaşanacağı unutulmamalıdır. Bu aşamada, sabitleyici spreylere yer vermek ve cilt tipi ile uyumlu ürünler seçmek önemlidir.
Filiz Gürbüz Karaman, bu prensipleri uygularken gelin adaylarının yüz hatlarına, ten alt tonuna, gelinliğin kumaşına ve düğün temasına dikkat ettiklerini vurguluyor. “Gelin, aynada kendini tanımalı. Amacımız, o büyülü gecede onu başrol yapmaktır” diyor.
-
Röportajlar8 ay agoSerpil Süzen ile Güç ve Denge Üzerine
-
Eğitim7 ay agoPinokyo Akademi: Nostalji ve Modern Eğlencenin Buluşma Noktası!
-
Röportajlar5 ay agoSerdar Akbaş ile Spark Group’un Yolculuğu
-
Şirket10 ay agoBir Aile Hikayesi Olarak Doğru: Aydınlar Refrakter ile Tanışıyoruz
-
Röportajlar6 ay agoBekir Epsileli Hakkında Soruşturma Talebine Savcılıktan Ret
-
Şirket10 ay agoElektrikli Araç Satışları Dünya Genelinde Yüzde 300 Arttı
-
Röportajlar3 hafta agoHermanas Hair & Makeup ile Gelin Makyajında Kusursuz Güzelliğin Sırrı
-
Röportajlar6 ay agoCem Odabaşoğlu: Sessiz Yükselişin Başrolü
