Connect with us

Röportajlar

Moda Dünyasının İkon Tasarımcısı: Cansu Miasu

Published

on

Dubai Fashion Week’te Türkiye’yi temsil eden ilk Türk moda tasarımcısı olan, hem stili ve tarzı hem de güzelliği ve başarıları ile adından söz ettirmeyi başaran Cansu Miasu ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İş hayatı, başarıları ve moda dünyasına dair sorularımızı yanıtladı…

Moda dünyasına adım atma süreciniz nasıl başladı? Sizi bu sektöre çeken neydi?

Özünde çok küçük yaşta içime işlendi diyebiliriz. Benim annem Araplarla çalışan bir iş kadınıydı ve ben bebekliğimden beri prenses kıyafetleri ve tasarım kıyafetlerle büyüdüm. Alışveriş merkezlerinin içinde saklambaç oynardık. Moda kanıma bu şekilde girdi diye düşünüyorum.

Sonra kendim için bazı kıyafetler yaptırmaya başladım. Hep hayalim kendi markamı kurmaktı . Eski eşimde tekstil sektöründe 9 yılımızı birlikte geçirirken ondan çok fazla şey öğrendim ve ona da kot tasarımları konusunda çok fazla katkım oldu.

Ticareti de öğrendim. Tek eksik kendime güvenerek marka adımını atmak kalmıştı. Onu da çok büyük hayal kırıklıklarının ardından gelen ilham perilerim ile yaptım diyebiliriz.

Kariyerinizin en başında karşılaştığınız zorluklar nelerdi? Bu zorluklarla nasıl başa çıktınız?

Dışardan bakıldığında çok kolay bir sektör gibi gözükse de hem rekabet piyasası ile hem büyük sermaye zorunluluğu ile hem de iç moda tasarım trend detaylardaki yeteneğiniz ile birde bunun üzerine ticari bir zeka ile girişim yapılması gereken bir sektör..

Ben modayı seviyorum hadi marka kurayım gideyim kursa öğreneyim tarzıyla olabilecek bir pembe hayal dünyası alanı değil. Defilelerde daha farklı problemler ticari ve rekabet piyasasında daha farklı problemler oluyor. İmalathanede de bir sürü sorunlar:) yani sektörün içinde olmadan anlayamazsınız. Ayrıca aşırı iyi bir marka olsanız bile sermayeniz olmadığı sürece asla ilerleyemezsiniz.

Kariyeriniz boyunca ilham aldığınız kişiler ya da akımlar var mı? Cansu Miasu’nun moda anlayışını nasıl etkilediler?

Ben açıkçası kimseyi gün be gün takip etmiyorum. Modayı genel hatlarıyla tüm markaları analiz ederek ünlü giyim tarzını beğendiğim kişileri takip ederek genel hatlara bakıyorum. Akım olarak şöyle diyebiliriz: Parlamak isteyen , göz alıcı çekiciliğe sahip olmak isteyen , iltifat almaktan hoşlanan , yıldız gibi hissetmek isteyenlerin akımına uygun bir markam var.

Benim moda anlayışım öncelikle üzerine yakışan ve kendi enerjisel modunda içindeyken iyi hissettiğindir birincil olarak. Tabi bu sırada Trendi de yakalamanız veya zamansız moda anlayışına uygun ürünler seçmeniz gerekiyor. Benim moda anlayışım bu şekilde.

Bir koleksiyon oluştururken nelerden ilham alıyorsunuz? Tasarım süreciniz nasıl işliyor?

Güncel olanı takip ederek ve güçlü, güzel ve çekici kadın imajını vurgulayan zamansız moda tarzını ortaya koyan tasarımlar olmalı diye bir vizyonum var. Tabi neyin trend olacağını da görebilme yetim olduğu için tasarımların koleksiyonları oluştururken zorluk olmuyor. Benim için ilham çok önemli. İlham perilerim beni desteklediği sürece ilerlemeye devam edeceğiz.

Moda dünyasında sürekli değişen trendleri nasıl takip ediyor ve kendi tarzınızı koruyorsunuz?

Benim yetenekli bir moda gözüm var yani neyin trend olacağını önceden görebilme yetisine sahibim. Aynı zamanda ben sadece trendlerin giyilmesini destekleyen yapıda biri değilim sadece demode ürünlerin giyilmesi,  dikim hatalı ürünlerin giyilmesi ve kötü kumaşlı ürünlerin giyilmesi benim gözümü rahatsız ediyor. Aslında zamansız moda tanımı benim markam için daha uygun bir tabir olur.

Bugün geldiğiniz noktada, moda dünyasında Cansu Miasu nasıl tanımlanır? Sizi farklı kılan nedir?

Daha yürüyecek çok yolum var bunun farkındayım. Beni farklı kılan şuan dünyada ilk defa bir modacı olarak iki şovu bir arada yapıyor olmam olabilir. Yani “Miasu’s signature fashion show” olarak defilelerime dans şovlarımı da eklemeye başladım.

Hem Dubai Fashion Week’te hem de Miss Universe Top Model yarışmasında bu kendi imzamı taşıyan şovu yaptım.

Bu dünyada bir ilk… Bunu yapan da bir Türk modacı. Benim çok yapmak istediğim şeylerden biri de sosyal sorumluluk projeleri. Çocukların eğitimi ve kıyafetleri için bağışlar ve bağış organizasyonları düzenlemek istiyorum. Şuan bunun araştırma kısmı ile ilgileniyorum. Sosyal sorumluluk projelerimi yapacağım bunu net kafaya koymuş durumdayım.

Başarılarınız arasında sizin için en anlamlı olan hangisiydi? Neden bu başarıyı önemsiyorsunuz?

Başarılarım arasında en çok kendimi takdir ettiğim konuların hiçbiri fiziksel dünyanın verdiği bir şey değil. Kendi hayat mücadelemde manevi verdiğim savaşların altından inançla düzgün bir şekilde sağlıklı psikoloji ile kalkabilmiş olmamdır. Belki dışardan belli olmuyor olabilir ama ben çok duygusal bir kadındım. O yüzden çok büyük hayal kırıklıkları yaşadım. Kendimi en takdir ettiğim konu tüm hayal kırıklıklarına rağmen ayağa kalkıp inançla Allah yolunda yürümeye devam etmemdir.

Tasarımlarınızın hedef kitlesi kim? Kendi markanızı nasıl tanımlıyorsunuz?

Kendini “Star” hisseden ve hissetmek isteyen kitleye hitap ediyoruz. Göz alıcı , kendine güvenen , güçlü , başarılı kadınlar için vazgeçilmez bir marka olduğumuza inanıyorum. Yeni koleksiyonumda hazır. Bu arada ve herkese kocaman bir sürpriz olacak 🙂

Moda dünyasında nereye ulaşmak istiyorsunuz? Gelecek için planlarınız ya da hayalleriniz nelerdir?

Moda dünyasında ulaşmak istediğim hedefin asıl amacı sosyal sorumluluk projelerimi hayata geçirebilmek olmam. Yani ne kadar büyük bir marka olursam o kadar büyük iyilikler yapmam istiyorum. Benim hayata bakış açım biraz farklı.

Çok gösterişli bir yaşam tarzım olduğu için zenginliği sevdiğimi düşünebilirsiniz ama içsel yolculuğumda kendimle ilgili keşfettiğim özelliklerimden sonra Miasu markası benim için sosyal sorumluluk projelerimi dünyanın her yerinde yapabilmemi sağlayabilecek bir markadır.

Allah izin verirse her şey mümkün. İzin vermezse de her zaman Yüce Rabbimin vardır bir bildiği der ve kabulde kalırım…

Genç moda tasarımcılarına ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Kariyerlerine başlarken neleri göz önünde bulundurmalılar?

İşin zorluklarından bahsettim onları iyice bir okusunlar. Şahsen marka kurmanın aşırı zorluğunu bildiğim için ve işin her kısmında muhteşem bile olsanız bile çok büyük bir sermaye gerekiyor. Dolayısıyla bence kendilerine özgü yaptıkları tasarımları portfolyo oluşturup markalarda tasarımcı olmak için başvurularda bulunmalarını tavsiye ederim. Marka kurmakta istiyorlarsa bahsetmiş olduğun her şeye sahip olmaları gerekiyor.

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Röportajlar

“Trendleri Değil, Tatları Yaratıyoruz” — Pin Drinks CEO’su Emre Sever ile Özel Röportaj

Published

on

By

Yeni nesil markaların en büyük gücü; fark yaratmak kadar o farkın arkasında durabilmeleri. Pin Drinks, tam da bunu yapan markalardan biri. Kurulduğu günden bu yana sadece bir içecek markası değil, bir yaşam enerjisi tanımı haline gelen Pin Drinks, bugün genç jenerasyonun olduğu kadar yenilik peşindeki iş dünyasının da ilgisini çekiyor. Markanın CEO’su Emre Sever, cesaret, sezgi ve hikaye odaklı bir markanın nasıl küresel bir ruha dönüşebileceğini anlatıyor.

Pin Drinks aslında bir içecek markasından çok bir ruh halini temsil ediyor gibi. Sizce Pin’in ruhu ne? Bu marka hangi duygudan doğdu?

Bu duygu şekersiz , kalorisiz bir içecek vizyonunun , insan hayatında bir duruş , bir gündelik yaşam imgesi olma ihtiyacından doğdu.

Markalar da insanlar gibi evrim geçirir. Kurulduğu günden bugüne Pin Drinks sizce nasıl “büyüdü”? Hangi dönüm noktaları bu markayı bugünkü haline getirdi?

Bizi biz yapan olgu , insana dokunabilme çabası ve bir içecek tüketiminden çok onların hayatlarının her anında yanında olabilecek bir dost algısı. Bunu hissettirdiğimiz için markamızın büyüdüğünü düşünüyorum.

Markayı yöneten bir CEO olarak değil, bir yaratıcı olarak düşündüğünüzde, sizi en çok ne motive ediyor: keşfetmek mi, dönüştürmek mi, ilham vermek mi?

Gençlerle birlikte olup ,  “ yapılmayanı yap “ sloganının hakkını verme dürtüsü sanırım.

Yenilikçi bir marka yaratmak cesaret ister. Pin Drinks’in tarihinde “herkesin risk dediği ama sizin inandığınız” bir karar var mıydı?

Tabiki , çok fazla var ama sanırım en önemlisi , kimse 1 hafta sonra içeceği internetten sipariş vermez diye düşünenlere inat , ilk lansmanımızı oradan yapıp , ilk milyonumuzu da oradan satmak.

Günümüz tüketicisi artık markalarla duygusal bağ kurmak istiyor. Pin Drinks insanlara sadece “tat” olarak değil, “his” olarak ne vaat ediyor?

Evde , yolda , kaldıkları otelde , gittikleri benzinlikte , oturdukları cafede hep onlarla aynı düşünen bir marka olmayı vaat ediyoruz.

Bir markayı büyütmek kadar kimliğini korumak da zor. Pin Drinks büyürken “ruhunu kaybetmemek” için nelere dikkat ediyorsunuz?

Vaatlerimizi gerçekleştirmek ve tüketicilerimize ruhen dokunmayı bırakmamak bizim anayasamız. Ayrıca gençlerle olup onlara gerçekten değer veren bir marka  olmak ta  bizim için çok çok önemli.

Bazen büyük hikayeler değil de küçük detaylar markayı marka yapar. Pin Drinks’in bugünkü kimliğini şekillendiren, dışarıdan fark edilmeyen ama sizin için çok önemli olan o küçük şey ne?

Yapılmayanı yapacağımıza inanmak.sektöre farklı bir soluk getirme inancı.

Pin Drinks’i bugün geleceğin içecek markası olarak nasıl görüyorsunuz? Bundan 10 yıl sonra, sektör nasıl evrim geçirmiş olur; Pin bu evrimde nasıl konumlanmış olur?

Hep 10 yıl sonrasının vizyonunu bugünden yaşayarak 🙂

Continue Reading

Röportajlar

Doç. Dr. Ata Can: “Robotik teknoloji, diz cerrahisinde kişiye özel bir dönemi başlattı.”

Published

on

Diz eklemi, vücudun en hareketli ve aynı zamanda en karmaşık yapılarından biri olarak günlük yaşamda büyük önem taşıyor. Ancak yaşın ilerlemesiyle birlikte dizdeki kıkırdak yapılar zamanla yıpranabiliyor, aşınabiliyor ve bu durum ciddi eklem rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ata Can, robot destekli sistemlerle gerçekleştirilen bu modern cerrahi yöntemin hastalara sağladığı avantajlar hakkında bilgiler verdi.

“Robot destekli cerrahi, diz ekleminin anatomik yapısını üç boyutlu olarak analiz ediyor. Bu sayede protez yerleşimi hastanın kendi diz yapısına birebir uyumlu olacak şekilde planlanabiliyor. Hedefimiz, hastanın ameliyat sonrası doğal yürüyüş biçimine ve yaşam konforuna en kısa sürede kavuşmasını sağlamak.”

Cerrahide “kişiye özel” dönem başladı

Robotik sistem, ameliyat öncesi yapılan detaylı tomografi ve ölçümlerle hastaya özel bir yol haritası çıkarıyor. Bu plan doğrultusunda robot, cerrahın rehberliğinde kemiği en uygun açı ve derinlikte keserek protezi yerleştiriyor.

Doç. Dr. Ata Can, bu sürecin avantajlarını: “Her hastanın diz yapısı farklıdır. Robotik sistem sayesinde bu farklılıkları milimetrik olarak dikkate alabiliyoruz. Böylece hem protezin ömrü uzuyor hem de hasta daha kısa sürede ağrısız bir şekilde ayağa kalkabiliyor. Geleneksel yöntemlerde görülebilen yanlış açılı yerleşim gibi riskler ise en aza iniyor” şeklinde özetliyor.

Kısa sürede günlük hayata dönüş

Robotik diz protezi operasyonu geçiren hastaların büyük kısmının ameliyattan sonraki ilk 24 saat içinde yürümeye başladığını belirten Doç. Dr. Ata Can, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bu teknolojinin en önemli avantajlarından biri de iyileşme hızıdır. Doğru açılarla yerleştirilen protez, hastaya daha stabil bir diz yapısı kazandırır. Bu da hem ağrı şikayetlerinin azalmasını hem de fizik tedavi sürecinin daha verimli geçmesini sağlar.”

Geleceğin standart tekniği olacak

Robotik cerrahinin yalnızca ileri teknolojiye sahip merkezlerde uygulanabildiğini belirten Doç. Dr. Ata Can, yakın gelecekte bu yöntemin diz protezi ameliyatlarında altın standart haline geleceğini vurguluyor:

“Cerrahın tecrübesiyle robotun hassasiyetini bir araya getiren bu sistem, hasta memnuniyetini en üst seviyeye çıkarıyor. Bugün geldiğimiz noktada robotik diz protezi, sadece bir cerrahi yenilik değil; hastaların yaşam kalitesini yeniden tanımlayan bir devrimdir. 

Continue Reading

Röportajlar

Hermanas Hair & Makeup ile Gelin Makyajında Kusursuz Güzelliğin Sırrı

Published

on

Hayatınızın en özel günlerinden birine hazırlanırken güzelliğinizin ışığının sönmemesi için bilinçli tercihler yapmak şart. O günü, zamanı durduran bir zarafet anına dönüştüren şey ise sanatla dokunulmuş bir his yaratmaktan geçiyor. İşte, bu ışıltılı dünyaya imzasını atmış bir marka: Hermanas Hair & Makeup.

Her gelini en iyi haliyle görmek için yola çıkan markanın kurucuları Pamuk Gürbüz Şengil, Çiğdem Gürbüz Gültekin, Filiz Gürbüz Karaman ve Deniz Gürbüz Akpolat kusursuz güzellik anlayışının ardındaki ustalığı, yaratıcı sürecini ve gelin adayı adaylarına verdiği tavsiyelerini paylaştılar…

“Her fırça darbesi, bir aşk hikayesinin kalbine dokunuyor”

Gelin makyajının lüks sadeliğini modern güzelliğin doğal ışıltısı ile buluşturan Hermanas’ın kurucularından Pamuk Gürbüz Şengil ve Çiğdem Gürbüz Gültekin her gelinin hikayesini kendi dokunuşları ile yeniden yazıyor.

Çünkü ona göre kusursuz güzellik filtrelerle değil, özgüvenle parlayan bir sadelikle başlıyor. “Bir gelin, kendini en güzel hissettiği anda zaten ışıltılıdır,” diyor Akpolat. “Bizim görevimiz o ışıltıyı yalnızca görünür kılmak.”

Estetik evrimden ilham alıyor: Hermanas Hair & Makeup

Deniz Akpolat, güzelliğin “standart kalıplar” ile sınırlandırılamayacağını söylüyor. Ona göre, gelin makyajı trendlerle birlikte evriliyor. Ama özünde, kadının kendi ışığını kavraması yatıyor. “Benim için her gelin, yüzüne yakışacak en güçlü versiyonudur. Trendler gelip geçer; ama kişiyi bilen, tenini, duruşunu ve stilini kavrayan bir makyaj her döneme dayanır.”

Marka, yalnızca gelin makyajı ve saçı hizmeti vermekle kalmıyor, gelin adaylarını birer yolculuğa çıkarıyor. Cildin optimize edilmesi, doğru ışıkta duruş, gelin konsepti ile uyumlu ton seçimi gibi öğeler, süreç boyunca ele alınıyor.

Markanın Instagram sayfasında “Hermanas Gelini” etiketi ile sıkça paylaşılan örneklerden izlemek mümkün. Hem modern hem romantik dokunuşlarla birleşen gelin makyajı ve saçlar gerçekten göz alıcı: https://www.instagram.com/hermanashairmakeup/

Gelin makyajında kusursuz makyajın 5 altın kuralı

Hermanas Hair & Makeup’ın uzun yıllara yayılan tecrübesi ile işte mükemmel gelin makyajı reçetesi…

  1. Makyaj öncesi hazırlık

Makyaja başlamadan önce amaç, cildin nefes almasını sağlamak ve cilt dokusunu dengelemektir. Bu aşamada hafif bir peeling ve doğru nemlendirme, makyajın alt yapısının anahtarıdır.

  • Katmanlı hafif yapı

Ağır kapatıcılarla değil, şeffaf dokunuşlar ile kusur gizleme yaklaşımı benimsenmeli. Uygulama olarak; ince yapıdaki fondöten ve bölgesel kapatıcı ile en doğal sonuçlar elde edilebilir.

  • Işık ve gölge dengelemesi

Bu aşamada amacımız, yüz hatlarını şekillendirmek ama “cakey” görünmemek olmalı. “Bunun için de soft bir kontür ve glow vurgular ile yüz okuması dengelenmeli” diyor Akpolat.

  • Gelin makyajında göz makyajı

Gelin makyajında en önemli aşamalardan biri göz makyajıdır. Gelin konsepti ile bağlantılıdır; romantik, klasik, modern… Uygulama aşamasında mat tonlar, saten geçişler, ışık vurgusuna dikkat edilmeli ve simli yoğun efektten kaçınmalı.

  • Kalıcılık ve dayanıklılık

Söz konusu gelin makyajı olduğunda düğün boyunca ter, ışık ve duygusal anların yaşanacağı unutulmamalıdır. Bu aşamada, sabitleyici spreylere yer vermek ve cilt tipi ile uyumlu ürünler seçmek önemlidir.

Filiz Gürbüz Karaman, bu prensipleri uygularken gelin adaylarının yüz hatlarına, ten alt tonuna, gelinliğin kumaşına ve düğün temasına dikkat ettiklerini vurguluyor. “Gelin, aynada kendini tanımalı. Amacımız, o büyülü gecede onu başrol yapmaktır” diyor.

Continue Reading

EN ÇOK İNCELENEN