Röportajlar
Müzik Dünyasının Yükselen İsmi: Vural
İstanbul, Hep Çatası Var, Susma, Hayrola ve Soruyorsun Nasılım gibi parçaları müzik severlerle buluşturan şarkıcı Vural’a hakkında merak edilenleri sorduk… Sözü ve müziği Aysel Enez’e ait İstanbul şarkısı ile büyük çıkış yakalayan ünlü şarkıcının Instagram’da 1.5 milyona yakın takipçisi bulunuyor. Talks olarak, sevilen şarkılarına ek olarak, hakkında çok fazla bilinmeyen şeylerden birinin de sinemaya olan tutkusu olduğunu öğrendik. İşte, röportajın detayları…
Müziğe olan ilginiz nasıl başladı? Bu yolculuğunuzun en önemli dönüm noktası neydi?
Müziğe olan ilgim, yaklaşık 5 yaşlarındayken başladı. Henüz daha okula bile başlamamıştım ama müzik hayatımın her alanında vardı. 9 yaşıma geldiğimde, TRT Çocuk Korosu’na dahil oldum. Üniversite yıllarında ise valilik korosuna girerek müzikle olan bağımı hep devam ettirdim.

Şarkılarınızı oluştururken ilham kaynaklarınız neler oluyor?
Şarkıları yazarken bana ilham veren şey, aslında yaşanmış gerçek duygular oluyor. Yaşanmışlık olduğunda, şarkıya ve sözlerine de bunu yansıtmak daha güçlü oluyor.
Müzik tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Kariyeriniz boyunca bu tarzda bir değişim yaşandı mı?
Müzik tarzım için alaturka pop diyebilirim. Kariyerim boyunca aslında bu tarzdan yürümeyi tercih ettim. Büyük bir değişim yaşandı diyemem.
Yakın zamanda çıkardığınız ya da üzerinde çalıştığınız bir proje var mı? Hayranlarınızı neler bekliyor?
Şu anda yeni bir şarkı üzerine çalışıyorum. Yakın bir zamanda da bu şarkıyı piyasaya çıkaracağım. Şarkı, benim de hayranı olduğum bir İlhan Şeşen şarkısı. Bu sürpriz parça ile çok yakın bir zamanda tüm dijital müzik platformlarındaki yerimizi alacağız.
Dinleyici kitlenizden gelen en ilginç veya unutulmaz geri bildirim neydi?
Aslında, dinleyici kitlem ve sosyal medyadaki takipçilerimden sıklıkla aldığım geri bildirimlerden biri, beni başka bir şarkıcıya benzetmeleri oluyor.
Hayatınızda müzik dışında sizi en çok etkileyen şey nedir?
Müzik, biraz önce de bahsettiğim gibi beş yaşlarımdan beri hayatımın merkezinde. Onun dışında, beyazperdeye de ilgi duyduğumu söylemeliyim. İlk sinema filmimi çıkardım. Şimdilerde, diğer projelerim ile ilgili de start vermiş durumdayım.
“Soruyorsun Nasılım” şarkısının hikayesi nedir? Bu şarkıyı yazarken veya söylerken hangi duygular ön plandaydı?
Soruyorsun Nasılım, daha ilk dinlediğim andan itibaren beni içine çekmeyi başaran bir şarkı oldu. Çünkü, yaşanmış gerçek duygular beni gerçekten etkiliyor. Müziğime de yansıyor. Dolayısıyla, şarkıyı okurken de beni etkileyen bir parça oldu. Umarım, müzik severlere de bu duygu ve hisleri yansıtabilmişimdir.
Röportajlar
“Trendleri Değil, Tatları Yaratıyoruz” — Pin Drinks CEO’su Emre Sever ile Özel Röportaj
Yeni nesil markaların en büyük gücü; fark yaratmak kadar o farkın arkasında durabilmeleri. Pin Drinks, tam da bunu yapan markalardan biri. Kurulduğu günden bu yana sadece bir içecek markası değil, bir yaşam enerjisi tanımı haline gelen Pin Drinks, bugün genç jenerasyonun olduğu kadar yenilik peşindeki iş dünyasının da ilgisini çekiyor. Markanın CEO’su Emre Sever, cesaret, sezgi ve hikaye odaklı bir markanın nasıl küresel bir ruha dönüşebileceğini anlatıyor.
Pin Drinks aslında bir içecek markasından çok bir ruh halini temsil ediyor gibi. Sizce Pin’in ruhu ne? Bu marka hangi duygudan doğdu?
Bu duygu şekersiz , kalorisiz bir içecek vizyonunun , insan hayatında bir duruş , bir gündelik yaşam imgesi olma ihtiyacından doğdu.
Markalar da insanlar gibi evrim geçirir. Kurulduğu günden bugüne Pin Drinks sizce nasıl “büyüdü”? Hangi dönüm noktaları bu markayı bugünkü haline getirdi?
Bizi biz yapan olgu , insana dokunabilme çabası ve bir içecek tüketiminden çok onların hayatlarının her anında yanında olabilecek bir dost algısı. Bunu hissettirdiğimiz için markamızın büyüdüğünü düşünüyorum.
Markayı yöneten bir CEO olarak değil, bir yaratıcı olarak düşündüğünüzde, sizi en çok ne motive ediyor: keşfetmek mi, dönüştürmek mi, ilham vermek mi?
Gençlerle birlikte olup , “ yapılmayanı yap “ sloganının hakkını verme dürtüsü sanırım.
Yenilikçi bir marka yaratmak cesaret ister. Pin Drinks’in tarihinde “herkesin risk dediği ama sizin inandığınız” bir karar var mıydı?
Tabiki , çok fazla var ama sanırım en önemlisi , kimse 1 hafta sonra içeceği internetten sipariş vermez diye düşünenlere inat , ilk lansmanımızı oradan yapıp , ilk milyonumuzu da oradan satmak.

Günümüz tüketicisi artık markalarla duygusal bağ kurmak istiyor. Pin Drinks insanlara sadece “tat” olarak değil, “his” olarak ne vaat ediyor?
Evde , yolda , kaldıkları otelde , gittikleri benzinlikte , oturdukları cafede hep onlarla aynı düşünen bir marka olmayı vaat ediyoruz.
Bir markayı büyütmek kadar kimliğini korumak da zor. Pin Drinks büyürken “ruhunu kaybetmemek” için nelere dikkat ediyorsunuz?
Vaatlerimizi gerçekleştirmek ve tüketicilerimize ruhen dokunmayı bırakmamak bizim anayasamız. Ayrıca gençlerle olup onlara gerçekten değer veren bir marka olmak ta bizim için çok çok önemli.
Bazen büyük hikayeler değil de küçük detaylar markayı marka yapar. Pin Drinks’in bugünkü kimliğini şekillendiren, dışarıdan fark edilmeyen ama sizin için çok önemli olan o küçük şey ne?
Yapılmayanı yapacağımıza inanmak.sektöre farklı bir soluk getirme inancı.
Pin Drinks’i bugün geleceğin içecek markası olarak nasıl görüyorsunuz? Bundan 10 yıl sonra, sektör nasıl evrim geçirmiş olur; Pin bu evrimde nasıl konumlanmış olur?
Hep 10 yıl sonrasının vizyonunu bugünden yaşayarak 🙂
Röportajlar
Doç. Dr. Ata Can: “Robotik teknoloji, diz cerrahisinde kişiye özel bir dönemi başlattı.”
Diz eklemi, vücudun en hareketli ve aynı zamanda en karmaşık yapılarından biri olarak günlük yaşamda büyük önem taşıyor. Ancak yaşın ilerlemesiyle birlikte dizdeki kıkırdak yapılar zamanla yıpranabiliyor, aşınabiliyor ve bu durum ciddi eklem rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ata Can, robot destekli sistemlerle gerçekleştirilen bu modern cerrahi yöntemin hastalara sağladığı avantajlar hakkında bilgiler verdi.
“Robot destekli cerrahi, diz ekleminin anatomik yapısını üç boyutlu olarak analiz ediyor. Bu sayede protez yerleşimi hastanın kendi diz yapısına birebir uyumlu olacak şekilde planlanabiliyor. Hedefimiz, hastanın ameliyat sonrası doğal yürüyüş biçimine ve yaşam konforuna en kısa sürede kavuşmasını sağlamak.”
Cerrahide “kişiye özel” dönem başladı
Robotik sistem, ameliyat öncesi yapılan detaylı tomografi ve ölçümlerle hastaya özel bir yol haritası çıkarıyor. Bu plan doğrultusunda robot, cerrahın rehberliğinde kemiği en uygun açı ve derinlikte keserek protezi yerleştiriyor.
Doç. Dr. Ata Can, bu sürecin avantajlarını: “Her hastanın diz yapısı farklıdır. Robotik sistem sayesinde bu farklılıkları milimetrik olarak dikkate alabiliyoruz. Böylece hem protezin ömrü uzuyor hem de hasta daha kısa sürede ağrısız bir şekilde ayağa kalkabiliyor. Geleneksel yöntemlerde görülebilen yanlış açılı yerleşim gibi riskler ise en aza iniyor” şeklinde özetliyor.
Kısa sürede günlük hayata dönüş
Robotik diz protezi operasyonu geçiren hastaların büyük kısmının ameliyattan sonraki ilk 24 saat içinde yürümeye başladığını belirten Doç. Dr. Ata Can, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bu teknolojinin en önemli avantajlarından biri de iyileşme hızıdır. Doğru açılarla yerleştirilen protez, hastaya daha stabil bir diz yapısı kazandırır. Bu da hem ağrı şikayetlerinin azalmasını hem de fizik tedavi sürecinin daha verimli geçmesini sağlar.”
Geleceğin standart tekniği olacak
Robotik cerrahinin yalnızca ileri teknolojiye sahip merkezlerde uygulanabildiğini belirten Doç. Dr. Ata Can, yakın gelecekte bu yöntemin diz protezi ameliyatlarında altın standart haline geleceğini vurguluyor:
“Cerrahın tecrübesiyle robotun hassasiyetini bir araya getiren bu sistem, hasta memnuniyetini en üst seviyeye çıkarıyor. Bugün geldiğimiz noktada robotik diz protezi, sadece bir cerrahi yenilik değil; hastaların yaşam kalitesini yeniden tanımlayan bir devrimdir.
Röportajlar
Hermanas Hair & Makeup ile Gelin Makyajında Kusursuz Güzelliğin Sırrı
Hayatınızın en özel günlerinden birine hazırlanırken güzelliğinizin ışığının sönmemesi için bilinçli tercihler yapmak şart. O günü, zamanı durduran bir zarafet anına dönüştüren şey ise sanatla dokunulmuş bir his yaratmaktan geçiyor. İşte, bu ışıltılı dünyaya imzasını atmış bir marka: Hermanas Hair & Makeup.
Her gelini en iyi haliyle görmek için yola çıkan markanın kurucuları Pamuk Gürbüz Şengil, Çiğdem Gürbüz Gültekin, Filiz Gürbüz Karaman ve Deniz Gürbüz Akpolat kusursuz güzellik anlayışının ardındaki ustalığı, yaratıcı sürecini ve gelin adayı adaylarına verdiği tavsiyelerini paylaştılar…
“Her fırça darbesi, bir aşk hikayesinin kalbine dokunuyor”

Gelin makyajının lüks sadeliğini modern güzelliğin doğal ışıltısı ile buluşturan Hermanas’ın kurucularından Pamuk Gürbüz Şengil ve Çiğdem Gürbüz Gültekin her gelinin hikayesini kendi dokunuşları ile yeniden yazıyor.
Çünkü ona göre kusursuz güzellik filtrelerle değil, özgüvenle parlayan bir sadelikle başlıyor. “Bir gelin, kendini en güzel hissettiği anda zaten ışıltılıdır,” diyor Akpolat. “Bizim görevimiz o ışıltıyı yalnızca görünür kılmak.”
Estetik evrimden ilham alıyor: Hermanas Hair & Makeup

Deniz Akpolat, güzelliğin “standart kalıplar” ile sınırlandırılamayacağını söylüyor. Ona göre, gelin makyajı trendlerle birlikte evriliyor. Ama özünde, kadının kendi ışığını kavraması yatıyor. “Benim için her gelin, yüzüne yakışacak en güçlü versiyonudur. Trendler gelip geçer; ama kişiyi bilen, tenini, duruşunu ve stilini kavrayan bir makyaj her döneme dayanır.”
Marka, yalnızca gelin makyajı ve saçı hizmeti vermekle kalmıyor, gelin adaylarını birer yolculuğa çıkarıyor. Cildin optimize edilmesi, doğru ışıkta duruş, gelin konsepti ile uyumlu ton seçimi gibi öğeler, süreç boyunca ele alınıyor.
Markanın Instagram sayfasında “Hermanas Gelini” etiketi ile sıkça paylaşılan örneklerden izlemek mümkün. Hem modern hem romantik dokunuşlarla birleşen gelin makyajı ve saçlar gerçekten göz alıcı: https://www.instagram.com/hermanashairmakeup/
Gelin makyajında kusursuz makyajın 5 altın kuralı

Hermanas Hair & Makeup’ın uzun yıllara yayılan tecrübesi ile işte mükemmel gelin makyajı reçetesi…
- Makyaj öncesi hazırlık
Makyaja başlamadan önce amaç, cildin nefes almasını sağlamak ve cilt dokusunu dengelemektir. Bu aşamada hafif bir peeling ve doğru nemlendirme, makyajın alt yapısının anahtarıdır.
- Katmanlı hafif yapı
Ağır kapatıcılarla değil, şeffaf dokunuşlar ile kusur gizleme yaklaşımı benimsenmeli. Uygulama olarak; ince yapıdaki fondöten ve bölgesel kapatıcı ile en doğal sonuçlar elde edilebilir.
- Işık ve gölge dengelemesi
Bu aşamada amacımız, yüz hatlarını şekillendirmek ama “cakey” görünmemek olmalı. “Bunun için de soft bir kontür ve glow vurgular ile yüz okuması dengelenmeli” diyor Akpolat.
- Gelin makyajında göz makyajı
Gelin makyajında en önemli aşamalardan biri göz makyajıdır. Gelin konsepti ile bağlantılıdır; romantik, klasik, modern… Uygulama aşamasında mat tonlar, saten geçişler, ışık vurgusuna dikkat edilmeli ve simli yoğun efektten kaçınmalı.
- Kalıcılık ve dayanıklılık
Söz konusu gelin makyajı olduğunda düğün boyunca ter, ışık ve duygusal anların yaşanacağı unutulmamalıdır. Bu aşamada, sabitleyici spreylere yer vermek ve cilt tipi ile uyumlu ürünler seçmek önemlidir.
Filiz Gürbüz Karaman, bu prensipleri uygularken gelin adaylarının yüz hatlarına, ten alt tonuna, gelinliğin kumaşına ve düğün temasına dikkat ettiklerini vurguluyor. “Gelin, aynada kendini tanımalı. Amacımız, o büyülü gecede onu başrol yapmaktır” diyor.
-
Röportajlar8 ay agoSerpil Süzen ile Güç ve Denge Üzerine
-
Eğitim7 ay agoPinokyo Akademi: Nostalji ve Modern Eğlencenin Buluşma Noktası!
-
Röportajlar5 ay agoSerdar Akbaş ile Spark Group’un Yolculuğu
-
Şirket10 ay agoBir Aile Hikayesi Olarak Doğru: Aydınlar Refrakter ile Tanışıyoruz
-
Röportajlar8 ay agoYola Çıkmak: Ömer Çınğı
-
Röportajlar6 ay agoBekir Epsileli Hakkında Soruşturma Talebine Savcılıktan Ret
-
Şirket10 ay agoElektrikli Araç Satışları Dünya Genelinde Yüzde 300 Arttı
-
Röportajlar3 hafta agoHermanas Hair & Makeup ile Gelin Makyajında Kusursuz Güzelliğin Sırrı
