Röportajlar
Canlı Deneyim Dönemi ; Ramazan Kurt
Ben Ramazan Kurt. Fotokabin Türkiye’nin kurucusuyum; şu anda Skreen.tech markasıyla fiziksel mekânlardaki ekranları etkileşimli deneyim alanlarına dönüştürüyoruz. USLA, Etiler Marmaris, Soju Bar ve Paribu Cineverse gibi markalarda kalıcı kurulumlarımız bulunuyor. 10 yılı aşkın süredir markalara sahada deneyim tasarlıyor, şimdi bu deneyimi ölçülebilir teknolojiye taşıyoruz.
Sektörünüzü en temelden sarsacak trend veya teknoloji ne olacak?
On-device yapay zekâ ve bilgisayarlı görü teknolojileri. Ekranlar artık sadece içerik gösteren paneller değil; kullanıcıyı tanıyan, anlık tepki veren, etkileşimi ölçen akıllı sistemler hâline geliyor. Bu da markalar için reklamdan ziyade “canlı deneyim” dönemini başlatacak.
Bir lider olarak zamanınızı en çok neye harcıyorsunuz?
Günün büyük kısmı hâlâ operasyon ve müşteri süreçlerine gidiyor; oysa en çok ürün geliştirme ve ekibe yatırım yapmam gerektiğini biliyorum. Haftalık planlamalarla bu dengeyi kurmaya çalışıyorum. Delegasyon ve ölçülebilir hedefler burada en büyük yardımcım.
Bugünün trendlerinden hangisi 5 yıl sonra kaybolacak?
Ölçümsüz dijital reklamlar. Artık markalar her yatırımın etkisini görmek istiyor. Etkileşim ve veri olmadan yapılan iletişim 5 yıl sonra geçmişte kalacak.

Bizim için başarı, kurduğumuz her cihazın hem markaya hem kullanıcıya gerçek değer üretmesi. Yani yüksek etkileşim oranı, hızlı yatırım geri dönüşü ve mutlu bir ekip. Ciro değil; sürdürülebilir etki. – Ramazan Kurt
Başarı” uğruna genelde kaybedilen en değerli şey nedir?
Kurum açısından bakarsak uzun vadeli güven. Hızlı büyüme baskısıyla bazen şeffaflık ve öğrenme kültürü geri planda kalıyor. Oysa hem müşteri hem ekip tarafında güveni koruyabilmek, finansal başarıdan çok daha değerli. Kişisel değerlendirdiğimizde tabii ki sağlık. Özellikle mental sağlık.
Yapay zekâ insanı hangi alanda asla ikame edemez?
Asla Diyemem, 20 yıl sonra, bugünden eser kalmayacak. Ancak şu an yaratıcılıkta ve sahadaki ilişki kurma becerisinde insan yerini alamaz. Bir mekânın ruhunu, markanın tonunu ve hedef kitlenin duygusunu anlamak hâlâ insana özgü. Bizim işimiz tamamen bu duygusal zekânın teknolojiyle birleştiği noktada başlıyor.
Türkiye’de bu alanda yapılması gereken ilk şey sizce ne?
Fiziksel mekânlardaki etkileşim sistemleri için ortak standartlar ve test alanları kurulmalı. Örneğin AVM’ler veya zincir restoranlar içinde startup’ların hızlı prototip kurabileceği pilot alanlar olmalı. Bu ekosistemi büyütür.
Röportajlar
Güç ve Denge ; Serpil Süzen
Üniversiteden sonra uzun süre başka firma ve sektörlerde çalıştım, fakat hep kendi işimi yapmak, istediğim işi yapmak vardı aklımda. Bu süre zarfında çalışırken de firmamı kurdum başlangıçta evden çalışmaya başlamıştım daha sonra 3 ay içinde işler ve siparişler büyüyünce ofis kuruldu giderek siparişler daha da arttı ve bir ekip kurduk. Bu süre zarfında yönetici olarak çalıştığım firmada da ortaklığım oluştu. Şimdi iki firmamın işlerini aynı anda sürdürüyorum.
Bu işe nasıl başladınız? Sizi hediyelik eşya ve kutu tasarımı sektörüne yönlendiren neydi?
Kişisel olarak hediye vermeyi çok severim ve Antalya da bu sektörde hizmet veren maalesef çok firma yok müşterilere çeşitlilik sunma fikri de bu işi yapma sebeplerimden biri oldu.
Sunduğunuz hediyelik eşya ve kutu çeşitleri neler? En çok talep gören ürünleriniz hangileri?
Firma olarak müşterilerimizin istekleri doğrultusunda özel bir teklif hazırlıyoruz, genelde ürünlerimiz firmalara özel kişiselleştirilmiş oluyor. Müşteri kitlemizin tamamı kurumsal firmalardan oluşuyor, bu doğrultuda talepler de sektöre ve hangi özel gün için hazırlandığına bağlı olarak değişiyor.
Firmanızın kuruluş hikayesi nedir? Özel bir ilham kaynağınız var mıydı?
Yaptığım her işi en iyi ve güzel şekilde yapmak en büyük tutkum ilhan kaynağı diyemeyiz ama bu doğrultuda adımlarımı atıyorum.

Sektörden bağımsız olarak olarak bütün girişimcilere birinci önceliklerinin para kazanma hırsı olmamasını öneriyorum, durum böyle olunca ürün kalitesi ve müşteri memnuniyeti oranları düşük oluyor. – Serpil Süzen
Müşterilerin taleplerine göre özelleştirme süreçleriniz nasıl işliyor?
Ürünlerimizi özel olarak baskıya uygun şekilde seçiyoruz, müşterilerimizin istekleri doğrultusunda da kişiselleştirmeler yapıyoruz.
İş birliği yaptığınız kurumlarla çalışırken unutamadığınız bir deneyiminizi paylaşabilir misiniz?
Sipariş süreçlerimizin tamamını yazılı onaylar ile devam ettiriyoruz, bu nedenle son dakika sürprizler ile karşılaşmıyoruz. Sadece havalimanı için hazırladığımız ve paketlediğimiz ürünleri cihazlardan geçirmek için açıp bölmek zorunda kalmıştık, tecrübemiz oldu:)
Hediye kutularınızda ve ürünlerinizde tasarım trendlerini nasıl takip ediyorsunuz?
Hediyelik eşya sektörü sürekli değişen ilerleyen bir sektör ve haliyle her sene ve dönemde güncelleniyor ürünlerimiz aynı zamanda müşterilerimizin de bazı talepleri oluyor, bu doğrultuda ürünlerimizi de çeşitlendirip geliştiriyoruz.
Kurumların sizi tercih etmesini sağlayan başlıca etkenler nelerdir?
Firma olarak müşteri ilişkileri süreci birinci önceliğimiz bütün ürünleri aynı özenle hazırlayıp teslim süreci sonuna kadar da takip etmemiz çalıştığımız firmaların bizi tekrar tekrar tercih etmesi için önemli sebeplerden birisi.
Sosyal sorumluluk projelerinde firmanızın rolü nedir?
Firma olarak sektörümüz gereği genelde çocuk hediyeleri için sponsorluk talepleri geliyor, bütçelerimiz doğrultusunda bizde memnuniyetle destek oluyoruz.
Firmanızın önümüzdeki dönem için hedefleri nelerdir?
Özel günlerde sipariş süreçlerimiz çok yoğun geçiyor, bu yoğunluk bizi çok mutlu ediyor. Yoğunluğumuzu artarak devam ettirmek hedeflerimiz arasında geliyor.
Yeni ürünler, tasarımlar veya hizmetler konusunda planlarınız var mı?
Ürenlerimiz sürekli güncelleniyor, trend ürünleri de takip ederek kataloglarımızı sürekli güncelliyoruz. Zaman zaman el emeği ürünlere de kutularımızda yer veriyoruz, bu ürünlerin çeşitliliğini arttırmak planlarımızın arasında yer alıyor.
Röportajlar
Veri Konuşur Biz Tercüme Ederiz ; Gökhan Acar
Piyasada exceller yerine teknolojiyi kullanan, globalde binlerce şirketten veri çeken, marka gibi değerleri dikkate alan bir çözüm yoktu. Ayrıca birçok şirket sahibinin finansal okuryazarlığı yetersiz olması dolayısıyla şirketin durumunu rafine ve aksiyon alabilecekleri netlikte gösteren bir sistem yoktu. VALURA bu ihtiyaçları çözerken lokal bir oyuncu olmaktan ziyade “Dünya’nın en iyisi” olmak için kuruldu.
VALURA’nın DNA’sını bir kelimeyle anlatmanız gerekse, o kelimenin hikâyesi ne olurdu?
Tek odağı şirketlerin değerini tespit etmek ve maksimize edecek yol haritasını oluşturmak olan bir şirket için “değer” kelimesi çok kritik. Tek kelime ile kendimizi ifade etmek gerekirse o kelime “VERİ” olurdu.
Sektörünüzde herkesin doğru bildiği ama sizin farklı düşündüğünüz bir konu var mı? Bu fark VALURA’nın yolunu nasıl şekillendirdi?
Hem de çok Ne yazık ki yanlış bilgi ve uygulamaların çok olduğu, “uzman” olmanın kolay olduğu bir işi yapıyoruz. Müşterilerimiz bir kere bizimle çalıştıktan ve çıktıları gördükten sonra çıtanın ne kadar yüksekte olduğunu anlıyorlar ve bir daha başka şirket ile çalışmayı tercih etmiyorlar.
Biz uzmanlığa inanıyoruz, 9 yıldır geliştirdiğimiz teknolojimiz ve 1000+ proje ile keskinleştirdiğimiz bilgi birikimimiz ile lider olmak için çalışıyoruz. – Gökhan Acar
Yeni nesil markalar arasında fark yaratmak artık çok zor. Sizce VALURA’yı benzerlerinden ayıran “görünmeyen” detay nedir?
Bu soruyu bizde sık sık yaptığımız stratejik büyüme çalışmalarında müşterilerimizi soruyoruz. Bizce cevap odaklanmak. Şirketler müşteri talepleri ve kar motivasyonları ile her işi yapar hale geliyorlar ancak gerçek başarı hayır diyebilmekte ve uzmanlıktan geçiyor. Biz işimizde en iyisiyiz, uzmanız, odaklıyız ve çıtamız global liderlik.
Bir lider olarak ekibiniz size hangi konuda rahatlıkla “yanıldınız” diyebilir? Bu kültürü nasıl oluşturdunuz?
Bence lider ekibini geliştirebilen, en iyiyi yaratmak için eleştiriye açık olandır. Bizim ekibimizde en düşük kıdemli arkadaşımız en az 20 yıllık finans yönetimi tecrübesine sahiptir. Buna rağmen kendileri ile konuştuğunuzda sürekli öğrendiklerini ve geliştiklerini söyleyeceklerdir. Her ne kadar lider son kararı veriyor olsa da ortak akıl kültürü başarının anahtarıdır.
Sizce bugüne kadar verdiğiniz en doğru ve en riskli karar hangisiydi?
VALURA, global büyüyen ve kârlı bir fintech olarak birçok yatırım teklifi alıyor, ancak biz hızlı büyüme yerine özkaynakla sağlıklı ilerlemeyi seçtik. 2025’te en büyük risk olarak kendi sistemimizi son kullanıcıya açıp mevcut iş modelimizi bilinçli şekilde yıktık. Konfor alanından çıkmamıza rağmen bu adımın bizi küresel liderliğe taşıyacağına inanıyoruz.
VALURA geleceğe nasıl hazırlanıyor? Trendlerin hızla değiştiği bir dönemde, markanızı zamanın ötesinde tutmak için ne yapıyorsunuz?
Biz gelecek 5 yılı sürekli öngörerek ilk olmaya çalışıyoruz. Örneğin bugün herkes yapay zekadan bahsediyor, biz 12 aydır kendi YZ modelimizi eğitiyoruz. Bu ay itibari ile tamamen finans yönetimi konusunda uzmanlaşmış VALURA AI lanse ettik. Finans yönetimi odağında Dünya’nın en gelişmiş dil modeli, 107 ülkeden 80.000’den fazla şirketten besleniyor ve şirket üst yönetimi ile şirketin finans yönetimi konusunda konuşabiliyor, erken uyarı sinyali üretebiliyor. Başkaları bize yetişmeye çalışırken biz bir sonraki aşama olan finans yönetiminin tamamen YZ tarafından uygulandığı sistemi kuruyoruz.
İş dışında sizi en çok besleyen şey nedir?
Bir iş insanı olarak yaratıcılığınızı veya vizyonunuzu besleyen özel bir rutin, ilham kaynağı ya da hayat felsefeniz var mı?
Geçen sene 99 yaşında vefat eden C.Munger’ın güzel bir sözü var, “ben hayatımda sürekli okuyup kendini geliştirme derdi olmayıp başarılı olan bir tane dahi insan görmedim” Bende aynı görüşteyim ve bu sebeple sürekli bir bilgi açlığı içerisindeyim. Öğrenmeyi bıraktığın gün geri gittiğin gündür. Her patron tüm yöneticilerine şu soruyu sormalıdır “Son 6 ayda yeni ve kritik ne öğrendin?” cevap yoksa oyuncu değişikliği zamanı gelmiştir.
Röportajlar
Kendim Kalarak Büyüyebilmek : Şeyda Özdemir
Küçüklüğümden beri adaletin gücüne hayranlık duyarak avukat olmayı hayal ettim ve bugün geriye baktığımda bu ideallerin yolumu ne kadar doğru çizdiğini görmek bana güç veriyor. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum; kurumsal deneyimlerimin ardından kendi hukuk ve danışmanlık ofisimi kurarak e-ticaret, teknoloji, iş ve ticaret hukuku alanlarında gerçek kişilere ve şirketlere danışmanlık veriyor, dava süreçlerini yürütüyorum.
Müvekkillerime yalnızca hukuki çözümler değil, güven ve yol göstericilik sağlamayı önemsiyorum. 2025’te JCI Culture Başkanı olarak hem liderlik yolculuğuma hem de topluma değer katma misyonuma odaklanıyor; JCI’ı vizyonu büyüten gerçek bir liderlik okulu olarak görüyorum. Bugün, çocukluk hayalimin bir mesleğin ötesine geçip yaşam amacıma dönüştüğünü hissediyorum.
Sektörünüzü en temelden sarsacak ve iş yapış şekillerini kalıcı olarak değiştirecek tek bir trend veya teknoloji ne olacak?
Yapay zekâ, risk analizi, sözleşme taraması ve dava stratejisi gibi süreçleri hızlandırarak hukuk ekosistemini dönüştürüyor. Ancak teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, adalet duygusu ve etik sezgi insanın yerini alamaz. Hukukun merkezinde daima insan olacak.
Sizin için gerçek başarı nedir?
Başarıyı yalnızca finansal sonuçlara indirgemiyorum. Benim için başarı; güven inşa etmek, etik duruşu koruyarak büyümek ve ürettiğin değerin gerçekten insanlara dokunabilmesiyle anlam buluyor.

Benim için en büyük başarı, “kendim kalarak büyüyebilmek.” Ne olursa olsun insan olarak gelişmek, güçlenirken şefkati kaybetmemek, çalışırken yaşamın güzelliklerini ıskalamamak, başarırken ruhu da beslemek… – Şeyda Özdemir
Bugünün trendlerinden hangisinin 5 yıl sonra tamamen kaybolacağını düşünüyorsunuz?
Son yıllarda sosyal medya “hızlı başarı” illüzyonu yaratsa da gerçek başarı uzun vadeli emek, deneme-yanılma ve sabır gerektiriyor. Parlak hikâyelerin arkasında yıllar süren çaba olduğunu unutan bir toplum oluştu, ancak bu algının yakında dengeye oturacağına inanıyorum. Önümüzdeki dönemde sahicilik, istikrar ve azmin yeniden değer kazanacağı bir süreç bizi bekliyor. Gerçek başarının bir gecede parlamak değil, her gün istikrarla üretmek olduğunu görüyoruz; bu nedenle gelecek, vazgeçmeyenlere ve değer katanlara ait olacak.
Bir lider olarak zamanınızı en çok neye harcıyorsunuz ve aslında en çok neye harcamanız gerektiğini biliyor musunuz? Bu iki durum arasındaki farkı nasıl yönetiyorsunuz?
Günlük çalışma düzenim sözleşme süreçleri, hukuki strateji ve müvekkil iletişimi üzerine kurulu; bu nedenle zaman yönetimi, planlama ve sistemli çalışmak mesleğimin temelini oluşturuyor. Avukatlık yalnızca kanun maddelerinden ibaret değil; güçlü iletişim, doğru network ve güven inşa etmek de başarının ana unsurları. Bu noktada JCI’ın bana kazandırdığı liderlik vizyonu, stratejik düşünme ve geniş networkü çok değerli buluyorum. Gerçek liderliğin strateji, inovasyon ve doğru önceliklendirmeyle mümkün olduğuna inanıyor; zaman bloklama ve etkili delegasyonla bu dengeyi kuruyorum.
-
Röportajlar9 ay agoSerpil Süzen ile Güç ve Denge Üzerine
-
Eğitim8 ay agoPinokyo Akademi: Nostalji ve Modern Eğlencenin Buluşma Noktası!
-
Röportajlar7 ay agoSerdar Akbaş ile Spark Group’un Yolculuğu
-
Röportajlar9 ay agoYola Çıkmak: Ömer Çınğı
-
Röportajlar2 ay agoHermanas Hair & Makeup ile Gelin Makyajında Kusursuz Güzelliğin Sırrı
-
Röportajlar7 ay agoBekir Epsileli Hakkında Soruşturma Talebine Savcılıktan Ret
-
Yeme- İçme8 ay agoTürk Tatlı Zinciri Iceberry Cafe, Avrupa ve Orta Doğu’da Hızla Yayılıyor
-
Röportajlar7 ay agoLinyi ile İstanbul Arasında Büyük Buluşma
