Connect with us

Röportajlar

Serdar Akbaş ile Spark Group’un Yolculuğu

Published

on

2023 yılı Şubat ayında Serdar Akbaş tarafından kurulan Spark Group, kısa sürede sektörde güvenin ve çözümün simgesi haline geldi. Genç yaşta iş hayatına sahada çalışarak atılan Serdar Akbaş, karşılaştığı zorlukları birer tecrübe olarak görüp vizyonunu bu temeller üzerine inşa etti. Sermayesi değil, fikri güçlüydü. Bugün gelinen noktada, Spark Group yalnızca bir şirket değil, aynı zamanda bir güven markası olarak öne çıkıyor.

Başarı bilgiyle değil azim ve vizyonla oluşuyor

İş dünyasına genç yaşta sahada çalışarak adım atan Serdar Akbaş, “Hayatın içinden, zorlukların tam ortasından gelen biriyim. Bu süreçte gördüm ki, başarı çoğu zaman bilgiyle değil azimle ve vizyonla ve aynı zamanda doğru insanlar çevresinde oluşuyor” diye ifade ediyor.

2023 yılında Spark Group’u kuran iş insanı, başlangıçta dev bir sermayesi olmamasına rağmen, güçlü fikirleri ile bu yola girdiğini belirtiyor; güvenilir, çözüm odaklı ve hızlı aksiyon alan bir hizmet sistemi kurmak.

“Bugün Spark Group’un geldiği noktaya baktığımda, bunun sadece bir şirket değil bir güven markasına dönüştüğünü görmek büyük gurur veriyor” diye ekliyor.

Araç kiralama ve pek çok alanda profesyonel hizmet seçeneği

Firmanın faaliyet alanları ile ilgili konuşan Akbaş; “Ana hizmet alanımız araç kiralama. Ancak, müşterilerin farklı ihtiyaçlarını karşılamak için güvenilir iş ortaklarımızla birlikte gayrimenkul alım-satım, sigorta danışmanlığı, yedek parça temini ve araç değer kaybı süreçlerinde profesyonel hizmet sunuyoruz. Amacımız, bir müşteri farklı ihtiyaçları için farklı yerlere gitmek yerine Spark Group çatısı altında pek çok hizmete ulaşabilsin” diyor.

Doğru kriz yönetimi ve çözüm odaklılık sektördeki farkımız

Kurumsal yapılarının temelindeki dört ilkeden bahseden Akbaş, “Güvenilirlik, çözüm odaklılık, kriz yönetimi ve hızlı aksiyon alma yeteneğimiz bizi öne çıkarıyor. Müşteri bizimle çalıştığında bilir ki, bir sorun olduğunda yanında Spark Group var.”

Hizmet çeşitliliğinin yönetiminin zorluğu ile ilgili sorulan soruya ise “ Biz bu hizmetleri dağıtmıyoruz, entegrasyonla sunuyoruz. Her alanın uzman olan iş ortaklarımızla sistemli ve kontrollü çalışıyoruz. Böylece müşteriye tek noktadan çok yönlü bir hizmet sağlıyoruz. Bu yapı, hem müşteri memnuniyetini artırıyor hem de sadakat yaratıyor” şeklinde yanıt veriyor.

Geniş filo kiralaması ile gelen dönüm noktası

Kurumsal bir firmanın geniş filo kiralaması için onları tercih ettiği gün, Spark Group’un da dönüm noktası olmuş. “O görüşmede bana, kurumsal bir dev değilsiniz ama verdiğiniz güven bunu fazlasıyla hissettiriyor dediklerinde, firmamızın araç değil itibar da sağladığını anladım” diyor.

Spark Group’un kısa ve uzun vadeli hedefleri neler?

Kısa vadede operasyonel süreci daha dijital hale getirmek ve müşteri memnuniyetini maksimuma çıkarmak istediklerini vurgulayan Akbaş, “Uzun vadede, firmamızı yurtdışında da temsil edilen bir çözüm markası olmasını hedefliyoruz. Gelecekte, yalnızca Türkiye’nin değil bölgenin güvenilen kurumsal çözüm sağlayıcısı olmayı planlıyoruz” diyor.

“Marka değil güven inşa ettik” sloganı ile Spark Group olarak kazançlarını yalnızca rakamlarla değil güvenle ölçtüklerini ifade eden Akbaş, “Bize göre etik olmayan kazanç, eksik bir başarıdır” şeklinde ifade ediyor. 

Genç girişimcilere “vizyoner olun plansız olmayın” 

Günümüzde bir trend haline gelen girişimcilikle ilgili unutulmaması gereken bir noktadan bahseden Serdar Akbaş, “İş kurmak kolaylaşsa da, marka olmak hala zor. Genç girişimcilere tavsiyem “vizyoner olun ama plansız olmayın. Cesur olun ama temelsiz hareket etmeyin. Sizi yavaşlatan değil, besleyen insanlarla yol yürüyün” diyor.

Güvenin önce insanlara, sonra sektöre kazandırılması gerektiğini vurgulayan Akbaş, “Bir marka olmak, sadece bir isim yaratmak değil, o ismi insanların zihninde değerle kazmaktır. Spark Group olarak bu anlayışla büyümeye devam ediyoruz.

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Röportajlar

Doç. Dr. Ata Can: “Robotik teknoloji, diz cerrahisinde kişiye özel bir dönemi başlattı.”

Published

on

Diz eklemi, vücudun en hareketli ve aynı zamanda en karmaşık yapılarından biri olarak günlük yaşamda büyük önem taşıyor. Ancak yaşın ilerlemesiyle birlikte dizdeki kıkırdak yapılar zamanla yıpranabiliyor, aşınabiliyor ve bu durum ciddi eklem rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ata Can, robot destekli sistemlerle gerçekleştirilen bu modern cerrahi yöntemin hastalara sağladığı avantajlar hakkında bilgiler verdi.

“Robot destekli cerrahi, diz ekleminin anatomik yapısını üç boyutlu olarak analiz ediyor. Bu sayede protez yerleşimi hastanın kendi diz yapısına birebir uyumlu olacak şekilde planlanabiliyor. Hedefimiz, hastanın ameliyat sonrası doğal yürüyüş biçimine ve yaşam konforuna en kısa sürede kavuşmasını sağlamak.”

Cerrahide “kişiye özel” dönem başladı

Robotik sistem, ameliyat öncesi yapılan detaylı tomografi ve ölçümlerle hastaya özel bir yol haritası çıkarıyor. Bu plan doğrultusunda robot, cerrahın rehberliğinde kemiği en uygun açı ve derinlikte keserek protezi yerleştiriyor.

Doç. Dr. Ata Can, bu sürecin avantajlarını: “Her hastanın diz yapısı farklıdır. Robotik sistem sayesinde bu farklılıkları milimetrik olarak dikkate alabiliyoruz. Böylece hem protezin ömrü uzuyor hem de hasta daha kısa sürede ağrısız bir şekilde ayağa kalkabiliyor. Geleneksel yöntemlerde görülebilen yanlış açılı yerleşim gibi riskler ise en aza iniyor” şeklinde özetliyor.

Kısa sürede günlük hayata dönüş

Robotik diz protezi operasyonu geçiren hastaların büyük kısmının ameliyattan sonraki ilk 24 saat içinde yürümeye başladığını belirten Doç. Dr. Ata Can, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Bu teknolojinin en önemli avantajlarından biri de iyileşme hızıdır. Doğru açılarla yerleştirilen protez, hastaya daha stabil bir diz yapısı kazandırır. Bu da hem ağrı şikayetlerinin azalmasını hem de fizik tedavi sürecinin daha verimli geçmesini sağlar.”

Geleceğin standart tekniği olacak

Robotik cerrahinin yalnızca ileri teknolojiye sahip merkezlerde uygulanabildiğini belirten Doç. Dr. Ata Can, yakın gelecekte bu yöntemin diz protezi ameliyatlarında altın standart haline geleceğini vurguluyor:

“Cerrahın tecrübesiyle robotun hassasiyetini bir araya getiren bu sistem, hasta memnuniyetini en üst seviyeye çıkarıyor. Bugün geldiğimiz noktada robotik diz protezi, sadece bir cerrahi yenilik değil; hastaların yaşam kalitesini yeniden tanımlayan bir devrimdir. 

Continue Reading

Röportajlar

Hermanas Hair & Makeup ile Gelin Makyajında Kusursuz Güzelliğin Sırrı

Published

on

Hayatınızın en özel günlerinden birine hazırlanırken güzelliğinizin ışığının sönmemesi için bilinçli tercihler yapmak şart. O günü, zamanı durduran bir zarafet anına dönüştüren şey ise sanatla dokunulmuş bir his yaratmaktan geçiyor. İşte, bu ışıltılı dünyaya imzasını atmış bir marka: Hermanas Hair & Makeup.

Her gelini en iyi haliyle görmek için yola çıkan markanın kurucuları Pamuk Gürbüz Şengil, Çiğdem Gürbüz Gültekin, Filiz Gürbüz Karaman ve Deniz Gürbüz Akpolat kusursuz güzellik anlayışının ardındaki ustalığı, yaratıcı sürecini ve gelin adayı adaylarına verdiği tavsiyelerini paylaştılar…

“Her fırça darbesi, bir aşk hikayesinin kalbine dokunuyor”

Gelin makyajının lüks sadeliğini modern güzelliğin doğal ışıltısı ile buluşturan Hermanas’ın kurucularından Pamuk Gürbüz Şengil ve Çiğdem Gürbüz Gültekin her gelinin hikayesini kendi dokunuşları ile yeniden yazıyor.

Çünkü ona göre kusursuz güzellik filtrelerle değil, özgüvenle parlayan bir sadelikle başlıyor. “Bir gelin, kendini en güzel hissettiği anda zaten ışıltılıdır,” diyor Akpolat. “Bizim görevimiz o ışıltıyı yalnızca görünür kılmak.”

Estetik evrimden ilham alıyor: Hermanas Hair & Makeup

Deniz Akpolat, güzelliğin “standart kalıplar” ile sınırlandırılamayacağını söylüyor. Ona göre, gelin makyajı trendlerle birlikte evriliyor. Ama özünde, kadının kendi ışığını kavraması yatıyor. “Benim için her gelin, yüzüne yakışacak en güçlü versiyonudur. Trendler gelip geçer; ama kişiyi bilen, tenini, duruşunu ve stilini kavrayan bir makyaj her döneme dayanır.”

Marka, yalnızca gelin makyajı ve saçı hizmeti vermekle kalmıyor, gelin adaylarını birer yolculuğa çıkarıyor. Cildin optimize edilmesi, doğru ışıkta duruş, gelin konsepti ile uyumlu ton seçimi gibi öğeler, süreç boyunca ele alınıyor.

Markanın Instagram sayfasında “Hermanas Gelini” etiketi ile sıkça paylaşılan örneklerden izlemek mümkün. Hem modern hem romantik dokunuşlarla birleşen gelin makyajı ve saçlar gerçekten göz alıcı: https://www.instagram.com/hermanashairmakeup/

Gelin makyajında kusursuz makyajın 5 altın kuralı

Hermanas Hair & Makeup’ın uzun yıllara yayılan tecrübesi ile işte mükemmel gelin makyajı reçetesi…

  1. Makyaj öncesi hazırlık

Makyaja başlamadan önce amaç, cildin nefes almasını sağlamak ve cilt dokusunu dengelemektir. Bu aşamada hafif bir peeling ve doğru nemlendirme, makyajın alt yapısının anahtarıdır.

  • Katmanlı hafif yapı

Ağır kapatıcılarla değil, şeffaf dokunuşlar ile kusur gizleme yaklaşımı benimsenmeli. Uygulama olarak; ince yapıdaki fondöten ve bölgesel kapatıcı ile en doğal sonuçlar elde edilebilir.

  • Işık ve gölge dengelemesi

Bu aşamada amacımız, yüz hatlarını şekillendirmek ama “cakey” görünmemek olmalı. “Bunun için de soft bir kontür ve glow vurgular ile yüz okuması dengelenmeli” diyor Akpolat.

  • Gelin makyajında göz makyajı

Gelin makyajında en önemli aşamalardan biri göz makyajıdır. Gelin konsepti ile bağlantılıdır; romantik, klasik, modern… Uygulama aşamasında mat tonlar, saten geçişler, ışık vurgusuna dikkat edilmeli ve simli yoğun efektten kaçınmalı.

  • Kalıcılık ve dayanıklılık

Söz konusu gelin makyajı olduğunda düğün boyunca ter, ışık ve duygusal anların yaşanacağı unutulmamalıdır. Bu aşamada, sabitleyici spreylere yer vermek ve cilt tipi ile uyumlu ürünler seçmek önemlidir.

Filiz Gürbüz Karaman, bu prensipleri uygularken gelin adaylarının yüz hatlarına, ten alt tonuna, gelinliğin kumaşına ve düğün temasına dikkat ettiklerini vurguluyor. “Gelin, aynada kendini tanımalı. Amacımız, o büyülü gecede onu başrol yapmaktır” diyor.

Continue Reading

Röportajlar

Yükselen Yıldız Arya: Kalem ve Kılıç Arasında Bir Yaşam Felsefesi

Published

on

Modern Türk edebiyatının yükselen isimlerinden Arya, sadece kelimeleri şekillendiren değil, insan ruhunun derinliklerine inen bir yazar olarak öne çıkıyor. Onun yazılarında, kırılgan bir kalbin sesi ile mücadele eden bir ruhun gücü bir araya geliyor. Edebiyata olan ilgisi çocukluk yıllarından itibaren iç dünyasını ifade etme ihtiyacından doğan Arya, bugün “Noksan” ve “Mısra” adlı kitaplarıyla okurların kalbine dokunuyor.

Eserleriyle Okurların Ruhuna Dokunuyor

Arya’nın felsefi derinlik taşıyan ilk romanı “Noksan”, bireyin kendi içindeki eksikliklerle yüzleşmesini konu alıyor. Bu eser, varoluşun ve deliliğin sınırlarında gezinerek okura kendi gerçeğini sorgulatıyor. Bir diğer eseri olan “Mısra” ise kadın dayanışması, aşkın yıkımı, yeniden doğuş ve affetme üzerine kurulu derin bir hikaye sunuyor. Mısra’nın içsel yolculuğu, okuru kendi karanlığıyla yüzleştirirken aynı zamanda iyileştirici bir umut vaat ediyor. Yazarın son dönem projesi “Bal”, duyguların arınma biçimi olarak yazılmış özel bir kitap. Bu eser, insanın kendi içindeki zehri sevgiyle bal eyleme çabasını anlatarak her satırında acıyı dönüştürmenin ve sevmenin kutsallığına dair bir iz taşıyor.

Arya

Kalem ve Taekwondo: Beden ve Ruhun Dengesi

Arya, sadece bir yazar değil, aynı zamanda taekwondo siyah kuşak 2. dan sahibi disiplinli bir sporcu. Hayatında kalem ve dövüş sanatı iç içe geçmiş durumda. Onun için yazmak da taekwondo da birer meditasyon biçimi: sabır, denge ve öz disiplinle şekillenen bir yaşam felsefesi. Kaleminden dökülen cümlelerde felsefe, melankoli ve insan doğasının karmaşıklığı iç içe geçiyor. Sosyal medyada paylaştığı yazılar binlerce kişi tarafından takip ediliyor ve okurlarının deyimiyle “arya yazmıyor, hissediyor.”

Genç Kuşaklara İlham Veren Güçlü Bir Kadın Figürü

Bugün Arya, hem edebiyat alanındaki üretkenliği hem de spordaki başarılarıyla genç kuşaklara ilham veren güçlü bir kadın figürü olarak anılıyor. Kelimeleriyle iyileştiren, mücadele gücüyle ilham veren bu yazar, edebiyat dünyasında kendine özgü bir yer edindi. Şimdilerde yeni kitabı üzerinde çalışan Arya, her zamanki gibi kelimelerinin ardında sessiz ama sarsıcı bir dünya inşa etmeye devam ediyor.

Continue Reading

EN ÇOK İNCELENEN